Batı Trakya Türkleri...

1923 yılında Yunanistan'a emanet edilen Türk topluluğu...

Batı Trakya Türkleri...

Batı Trakya Türkleri...

1923 yılında Yunanistan'a emanet edilen Türk topluluğu...

Uzun bir süredir azınlık olarak sürekli sistematik baskılara maruz kalmıştır.

1960'lı yıllardan sonra vatandaşlık hakları verilmiş olsa da, Lozan Antlaşması gereği eğitim haklarına tam anlamıyla sahip olamamışlardır.Yunan derin devleti, tarih boyunca sıkça denenen bir stratejiyi kullanarak, kendi topraklarında bulunan Türklere "müslüman azınlık" adını vermektedir.Dahası, Türkleri "azınlık" sıfatıyla tanımlamanın ötesine geçip, onlara "müslüman topluluk" adını vermektedirler.

Türk öğretmenlerin Batı Trakya'daki okullarda Türkçe eğitim vermesi hala gerçekleşmemiştir.Bu arada "Türkçe"yi sadece bir dil olarak değil, aynı zamanda Türk kültürü ve düşünce tarzıyla özdeşleşmiş bir kavram olarak da düşünmemiz gerekmektedir.

Türkçe düşünmek!

Bu durumu engellemek amacıyla, "Batı Trakya'da Türk yok" tezini her siyasal ve diplomatik platformda savunmaktadırlar.Buna ek olarak, bu bölgelerde yaşam koşulları, Yunanistan'ın genel şartlarının altında ve ticaret açısından oldukça sınırlıdır.

Yaşadıkları bölgelerdeki kökleri 700 yıla kadar uzanan bir tarihe sahiptirler.

Kırmızı olan bölgeler Türk'lerin yaşadığı alanlardır.

15 Mayıs 1922 tarihindeki Batı Trakya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin Ankara Hükûmeti'ne ilettiği muhtıra şunları ifade etmektedir:

"Batı Trakya'nın kaderi, halkının iradesiyle belirlenmelidir. Bu bölgede Koşukavak, Eğridere, Kırcaali, Sarı Şaban kazalarında Türk dışında başka bir unsur bulunmamaktadır. Gümülcine, İskeçe, Ahiçelebi, Drama, Kavala, Nevrekop bölgelerinde ise yoğun bir Türk çoğunluğu yüzde 80'in üzerindedir. Meriç ile Ustruma arasındaki Türk nüfusu yüzde 70'i aşmaktadır. Toprağın yüzde 85'i Türklerin elindedir. Misak-ı Milli ilkesi, Batı Trakya'yı unutmamıştır. Millî Hükûmet, Batı Trakya'nın geleceği için daha fazla çaba sarf etmelidir."

Tahmini 150.000 Türk vatandaşının yaşadığı bu bölge, Türk kimlikleri unutulmaya çalışılsa da, bu tarihi bağları göz ardı etmemek ve gelecekteki gelişmelere hazırlıklı olmak için önemlidir.